İlk kitap

Dün markette alış veriş yaparken her zaman olduğu gibi gözüm kitaplara takıldı raftakileri okuduğum için çocuk kitaplarına yöneldim ve o an farkında olmadan yaptığım şeye şuan keyifle gülüyorum.Ben dün ilk defa Efe'ye kendi okuması için kitap aldım.İlk kitabımız onun yaş gurubuna göre dizayn edilmiş olan Ömer Seyfettin'den Yalnız Efe oldu.Efe isminden dolayı çok beğendi ve hemen kendi köşesine çekilip okumaya başladı bu arada kendi köşesi salonumun ortasına babası ile inşa ettiği 3 çarşafım 4 sandalyemin heba olduğu eve biri gelse arkasına bakmadan gerisin geriye kaçacağı şekilde devasal büyüklükte ki çadırı.Benim için sıkıntı olsa da Efe'nin bu yeni yaşam alanı çok hoşuna gitti.Güzel bir çadır olana kadar böyle idare edeceğiz çadırı almakta Efe'nin elinde çünkü para biriktirmesini tembihledik oda kabul etti.
Geçen yıllara göre okul hayatı umduğumdan daha da güzel geçiyor ödevlerimizi sorunsuz yapıyoruz.Biraz yazması kötü çoğu zaman kızıyorum yapamadığında ama göstereyim derken fark ediyorum ki el yazısı hakkatten çok zor şimdi ki sistem benim zamanımda ki sistemle hiç alakası yok.''Ğ'' harfini söylemekte çok zorlanıyor diğer tüm harflerle arası çok iyi.
Okurken hecelemeyi bırakması için dakika tutuyoruz ve çok işe yarıyor dikkati daha da artıyor bazen kendimi kaptırıp bende okuma yarışı yapıyorum ki okuldayken en sevdiğim ve hep birinci geldiğim aktiviteydi.İkinci hedefim ise okuduğunu anlaması okuduğumuz her cümlenin sonunda burada ne demek istemiş diye mutlaka soruyorum başlarda boş boş bakıyordu kuzucuğum ama şimdi bir çok cümlenin ne demek istediğini açıklaya biliyor hem kelime daracı da artıyor son bir kaç ayda bir çok kelimenin anlamını öğrendi.Ödevlerinde mini masallar var sonu onun hayal gücüne bırakılmış olan ve beni çok şaşırtıyor tam da olması gerektiği gibi masalı sonlandırıyor.
Hiç umudum yoktu ablasının da gayreti resim konusunda baya ilerledi  ve çok güzel resimler yapıyor.Eslem de o resim yaparken  yada ödevini yaparken mutlaka abisine eşlik ediyor bu paylaşımlar sayesinde renklerden mavi,pembe,sarı,yeşil,kırmızı renklerini öğrendi.
İş sonrası evde çocuklarla vakit geçirmek çoğu zaman yorucu olsa da bu güzel sonuçları görmek geçirdiğimiz kısa vakitleri kaliteli hale getirmek tüm yorgunluğumu alıyor.
Dilerim rabbim hep mutlu anlarına şahitlik yapmamı  nasip eder ve dilerim kuzularım hep mutlu olur

Pazartesi

Sanırım çalıştığım süre içinde pazartesi günlerini hiç sevemiyeceğim.Her pazartesi olduğu gibi yine içim yanıyor üstümde bir hüzün kalbimde bir burukluk biliyorum herşey onların daha mutlu daha güzel bir yaşam sürmeleri için biliyorum bu süreç böyle ömür boyu sürmeyecek yinede bazen tahammül etmek zor oluyor.
Havalar soğuduğundan bu yana duşlarını ben aldırıyorum merkezi sistem olduğu için bizim evimiz annemin evine göre daha sıcak oluyor bu yüzden kuzucuklar üşümesin diye annemden devraldım bıcı bıcı işini.Dün Efe'yi yıkarken 7 yaşına basmasına az kaldığını düşündüm sonra geçen zamanın çok hızlı olduğundan hayıflanırken daha kaç yıl daha ona duş aldırabileceğimi düşündüm şu yıkadığım zaman kadar olmayacağı kesin oysa 7 yılın sonunda arkada dönüp baktığımda 7 ay gibi hatta 7 gün
Efe'ye bişey demedim ama o keyifli keyfili köpüklerle oynarken benim gözümde ki barajlar anında doldu taştı.
Birde cimcimem var 2,5 yılda ömrümün ortasına yerleşen küçük prensesim.Biraz şımarık biraz bilmiş ama ne olursa olsun sevgisi sonsuz.Elbise giydirdiğim gün botlarını giydiremiyorum bot pantolonla güzel oluyormuş elbisenin altına ayakkabı giyilirmiş giydide :)
Dün bahçede maç yaptılar abisiyle,Efe Omo reklamlarına taş çıkarır vaziyette oyun oynarken eşortmanı yeşilin her tonuna büründü büyük ihtimal o lekeler Omo kullanmama rağmen çıkmayacak :) Eslem çorabına yaprak değse üzülür durumdaydı bi ara düştü çorabı kirlendi öyle derin bir üzüntü yaşadı ki gülmemek elde değildi
İkisini de ben doğurdum ikisini de hayata ben hazırlıyorum biri çok titiz biri titizlikten hiç nasibini almamış ama ikisi de ömre bedel.Rabbim güzel kaderler yazsın alınlarına kazalardan belalardan korusun hep mutlu olsunlar hem yan yana el ela olsun ve birbirlerini hep sevsinler



Zakkum

Günlerce merak için 15 ocak günün gelmesini bekledim o gün gelip çattı dün gece ve çocukları anneme bırakıp canım sevgilimle konser için yollara düştük.Geçen onca seneye rağmen kendimi liseli aşıklar gibi hissetsem de her iki konudan biri çocuklara çıkınca geçen yılları idrak etmek güç olmadı.Hayal ettiğim gibi benim için çok özel bir konser oldu bir çok şarkıyı söylerken sözlerini unutan ben bildiğim tüm şarkılarını eksiksiz söyleyerek eşlik ettim.Sevdiğimin omzunda sevdiğim müziği canlı canlı dinlemek gibisi yokmuş şaun biraz çenem ağrıyor sanıyorum kendimi fazla kaptırıp baya avaz avaz söylemişim.
Enteresan bir grup zakkum solisti bence dünyada yaşamıyor bambaşka bir alemde  şarkıya başladığı an bizimle iletişimi kesiyordu.Gördüğüm ve bildiğim kadarıyla gruplarda ritim tutan bateri çalan kişiler çılgınca hareketler yapar mesela gece yolcularında,yüksek sadakat konserlerinde durum benim gördüğüm gibiydi ama Zakkumda baterist sürekli tavana bakıyordu sakin bir ritimde batersini çalıyor ve itiraf etmeylim çok ürkütücüydü.Tüm şarkılarının sözlerini baterist yazıyormuş dünden beri düşünüyorum şarkılar hem bir ayrılık üzerine kurulu bir insan hiç mi mutlu olmaz hayatı hep mi karamsarlıklarla dolu olur onunda bizimle aynı dünyada yaşadığına inanmıyorum.